Site İçi Arama


Keyfi Mola

Gün arası eğlence!

May

6


Malzemeler :

300 gr kedidili bisküvi
3 adet yumurta sarısı
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 paket vanilya
1 paket labne peynir
1 adet yumurta akı
1 fincan kahve
kakao


Devamını okumak için tıklayınız


Malzemeler :

125 g tereyağı
1/2 su bardağı esmer şeker
1 yumurta
1/3 su bardağı pekmez
2 tatlı kaşığı zencefil
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
3 su bardağı tam buğday unu (yaklaşık)


Devamını okumak için tıklayınız


Malzemeler :

1/2 kg tatlı lor peyniri
1/2 kg inceltilmiş toz şekeri (rondodan geçirerek, inceltebilirsiniz)
1/2 paket tereyağı
1 yumurta
1/2 kg un yazıyorum ama hamur biraz cıvık kalacak kadar un koymak gerekiyor
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Kurabiyelerin üzeri için toz şeker


Devamını okumak için tıklayınız


Sorunlarınızla başa çıkmaktan fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak yorgun düşüp hiçbir şeyin düzelmediğinden ve her gün işlerin biraz daha kötüye gittiğinden mi yakınıyorsunuz? Kolayı var, ilk yapmanız gereken şey; olumlu düşünmek. Ama olumlu düşünebilmek öyle kendiliğinden olabilecek bir şey değil. Günümüz dünyasının koşullarında binlerce farklı uyaran tarafından etrafımız sarılmışken olumlu düşünebilmek için doğru şekilde hareket etmek gerekiyor çünkü olumlu düşünebilmek için uygunabilecek bir formül yok. İnsan ancak belirli şartların oluşması sonucunda olumlu düşünebilmeyi başarabilir. Gelin; kişisel yaşamınızda gerçekleştireceğiniz birkaç sağlam hamle ile hayata daha olumlu yaklaşmanızı nasıl kolaylaştıracağınıza bir göz atalım.

Kendinize zaman ayırın… Hayatımızın çoğunu kuru kalabalık içerisinde oradan oraya sürüklenerek geçiririz. Kendinize zaman ayırarak, kişisel süreçlerinizi daha yakından tanıyıp, pozitif düşünmek için ihtiyacınız olan adımları daha iyi planlayabilirsiniz. Kişinin kendisine zaman ayırması, kendisini yüceltmesi demektir. Pozitif düşünebilmek için kendinizi yüceltmekten ve kendinize zaman ayırmaktan kaçınmayın.


Devamını okumak için tıklayınız



Her ülkenin toplumsal ve kültürel yapısı ile inançlarına göre evlilik gelenekleri, ilginç özellikler taşıyor.

Bosna-Hersek’te sade kahve, damat adayının reddedildiği anlamını taşırken, Pakistan’da damat adayı küfür ve hakaretlerle dolu zorlu bir sınavdan geçmek zorunda kalıyor. AA muhabirinin, bir internet sitesinden yaptığı derlemeye göre, Bosna-Hersek’te evlenme çağına gelmiş gelin adayını isteyen damat adayı, kız evine yemeğe davet ediliyor ve ailenin büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışıyorlar. Kızın aile büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına geçiliyor. Şekerli kahve damat adayının evlilik için uygun görüldüğü, sade olması ise damat adayının reddedildiği anlamını taşıyor.

Pakistan’da damat adayı kızın aile büyükleri tarafından zorlu bir sınavdan geçiriliyor. Bu sınav, aile büyüklerinin damat adayına akla gelebilecek tüm hakaret ve küfürleri etmeleri, damat adayının ise tüm bunlara katlanabilecek kadar soğukkanlı olmasına dayanıyor. Sınavdan başarıyla geçen genç evlilik iznini almış oluyor.

İskoçya’da ise gelin, düğünden bir gece önce aile büyüklerinin ortasına oturarak, onlara ayaklarını yıkatıyor. Bu gelenek, çiftin mutluluk yolunda yürümelerini sembolize ediyor. Düğünde ise gelin iki ayakkabısına da bozuk para koyuyor.

Çin’de de damadın ailesi astroloji uzmanına başvurarak evlenmeyi düşünen çift hakkında yorum istiyor. Eğer astroloji uzmanının hazırladığı horoskopu damadın ailesi uygun bulursa, çocuklarının doğum saatini ve tarihini kızın ailesine göndererek aynı işlemi onların da yapmasını istiyor.

Çin’deki evlilik geleneklerine göre, düğünden önce damat evlilik yatağını hazırlayarak üzerine çeşitli meyve ve kuruyemişlerden koyuyor. Ailenin küçük çocukları yatağın üzerine oturtuluyor ve meyvelerle oynamalarına izin veriliyor. Yatağın üzerinde ne kadar çok çocuk olursa o kadar çok doğurganlığı sembolize edeceğine inanılıyor. Nedimelik yapacak bayanlar ise gelinin horoskopuyla uyumlu doğum yılına sahip kişilerden seçiliyor. Ayrıca Ay takviminin 7. ayının son 15 gününde evlenmenin uğursuz olduğuna, çünkü o dönemde cehennemin kapısının açılıp kayıp ruhların serbest kaldığına inanılıyor.

İsrail’de ise Musevi inancına göre, düğünlerde Kudüs’teki kutsal tapınağın yok oluşunu sembolize eden içi cam parçalarıyla dolu bir beze basma geleneği bulunuyor. Törende cam kırmak ise hayattaki mutluluğu ve üzüntüyü sembolize ediyor.

Hindistan’da da damat gelinin kıyafetinden sorumlu oluyor. Gelin, beyaz gelinlik yerine, “sari” denilen özel bir giysi giyiyor. Törene gündelik kıyafetlerle gelen gelin, daha sonra kocasının kendisine sunduğu kıyafeti giyiyor.


Devamını okumak için tıklayınız