Keyfi Mola
Gün arası eğlence!Jun
24
Özellikle çocukların hoşlanacağı çok şirin bi uygulama:)
Yapılışı :
1. adım
2. adım
3. adım
Jun
24
Malzemeler :
2 tane kabak
2 tane havuç
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 kase yoğurt
2,3 kaşık mayonez
Tuz
2 tane sarımsak
Süslemek için :
Dereotu ya da ceviz
Jun
22
Malzemeler
4 adet yufka
300 – 400 gr. kadar kıyma
2 adet soğan
1 su bardağı bardağı ince bulgur
1 Tutam doğranmış maydanoz
1 Yemek kaşığı salça
Tuz, pul biber, karabiber
1/2 su bardağı ceviz içi
Börek Harcı İçin
1/2 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı sıvı yağ
1 adet yumurta
Bulamak İçin
1 Yumurta
1 Çay bardağı süt
Galeta unu
Evlilik terapilerine gelen kadınların önemli şikayetlerinden birisi, ´benim evimdeki eşyalardan hiç farkım yok, evimde değerli değilim´ şeklindedir. Kendini böyle kıymetsiz hisseden bir insan evliliği yürütemez. Bu bakımdan, değerli olma duygusu, evlilikteki temel ihtiyaçlardan biridir.
Evliliği kimler başarabilir?
Evliliğin en büyük düşmanı sabit fikirli olmaktır. Evlilik insanların esnek olmasını gerektirir. Bunu başaramayan kimse, hangi kişilikte olursa olsun, karşıdakini kendi doğrularına çekmeye çalışacak, muhatabı hep veren taraf olacağından, bir süre sonra kendini değersiz ve kötü hissetmeye başlayacaktır.
Kişilikler ne kadar zıt olursa olsun, insanlar iyi ilişkiler kurmayı başarabilirler. Evliliklerin problemi, kişilik uyumsuzluğundan çok, iletişim kurmayı becerememekten kaynaklanır. Bunu başarabilenler sevgi, iyi niyet ve esnek olunması şartıyla, herkesle beraber olabilirler. Bir insanda bu üç özellik bulunuyorsa, bozulan ilişkilerin düzelmesi için uygulanabilir bir yol mutlaka vardır.
´Kendimi evde eşya gibi hissediyorum´ duygusu
Evlilik ve insan ilişkilerinin temeli sevgi, saygı ve güvene bağıdır. Bu bağlar aynı zamanda evliliğin temel ihtiyaçlarıdır. Bir erkeğin evde güven ortamı oluşturması, eve ekmek getirmesinden daha önemlidir. Evde sıcak bir atmosferin oluşması, iki tarafın da kendini değerli hissetmesine yol açar. Evlilik terapilerine gelen kadınların önemli şikayetlerinden birisi, ´benim evimdeki eşyalardan hiç farkım yok, evimde değerli değilim´ şeklindedir. Kendini böyle kıymetsiz hisseden bir insan evliliği yürütemez. Bu bakımdan, değerli olma duygusu, evlilikteki temel ihtiyaçlardan biridir.
İki yetişkinin birlikte yaşamaları için evlilik kararı vermeleri hiç de zor değil. Bunun için de bir nikah dairesine başvurmak gerekiyor. Fakat ülkemizde bu sanıldığı kadar kolay gelişmiyor. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, ülkemizde birbirinden ilginç 30 çeşit evlenme türü olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye genelinde araştırma yapan Yar. Doç. Dr. Sezen, evlenme türlerini sıraladığı `Türkiye`de Evlenme Biçimi` konulu çalışmasında, Türkiye`deki evlilik biçimlerinin çoğunun kadına söz hakkı tanımayan evlilikler olduğunu ve geleneklerin devam ettiği yörelerde yaygın olduğunu açıklıyor. Birbirinden ilginç evlenme yöntemleri şöyle sıralanıyor:
1 . Görücü usulüyle evlenme : Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen evlenme biçimidir. Bunda kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi, babası veya yakınları tarafından başlatılır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir.
2 . Kız kaçırma (Düğünsüz evlenme) : Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesiyle ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutuyor.
3 . Başlık parasıyla evlenme : Başlık, evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya hayvan olarak da gerçekleşebilir. Doğu ve Güneydoğu kırsalında yaygın olan başlık parası üzerinde yapılan pazarlığın sonuçlanmasına `başlık kesme` denir. Başlık, kadını bir mal olarak gören anlayışın ürünü olması yönüyle ilkel bir zihniyetin devamıdır.
4 . Oturak alma evlilik : Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, `oturak alma` denilir. Bir kızın bazen gözünü tuttuğu herhangi bir erkeğe kaçtığı görülür.
5 . Baş örtüsü kaçırma yoluyla evlilik : Hakkari, Van, Ağrı ve Erzurum`un ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır.
6 . Beşik kertme evliliği : Birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları beşikteyken, beşiklerine birer kertme vurarak nişanı gerçekleştirilir.
7 . Tay geldi evlilik : Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Kadın veya kocanın yanında getirdikleri çocuklar, `tay geldi` olarak adlandırılırlar.`
8 . Kuma getirme evliliği : Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu`nun kırsal kesimlerinde hala devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan gelenin yanında ikinci plana düşer.
9 . Berdel(bedel) evliliği : Doğu v e Güneydoğu Anadolu`da uygulanır. Başlık sorununu ortadan kaldıran bu tür evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem de oğullarını evlendirmeleriyle gerçekleştirilir.
10 . Kepir(yaban değişimi) evliliği : Zor kullanılarak gerçekleştirilen evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak kadar paraları olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekar iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirirler.
11 . Ölen kardeşin karısıyla evlenme (Levirat evlenme) : Doğu ve Güneydoğu`da rastlanılan ve törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, `namusu başkalarına kaptırmamak` anlayışıyla gerçekleştirilir. Ölen kardeşin karısı, bekar olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir.
12 . Baldızla evlilik (Sorarat evlilik) : Özel kültürel bir adettir. Dul kalan kocanın, eşinin ölümünden sonra baldızıyla evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara `üvey anne` olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.