Keyfi Mola
Gün arası eğlence!Buzdolabında Saklanan İki Tehlike
Beslenmek hayatta kalmanın, hastalıklara karşı dirençli durmanın olmazsa olmazı. Nasıl ve nelerle besleneceğimizi bilmek kadar besinleri doğru muhafaza etmek de önemli. Diyetisyen Binnur Okan, yiyeceklerin buzdolabında saklanmasının da kuralları olduğunu belirtti. Okan`la bu kuralları konuştuk…
Yiyecekleri buzdolabına nasıl yerleştirmeliyiz?
Et, tavuk, balık, süt, yoğurt, yumurta, peynir gibi hayvansal kaynaklı tüm ürünleri potansiyel riskli kabul ediyoruz. Bir de potansiyel riskli olmayan pirinç, patates gibi yiyecekler var. Bunlar da piştikten sonra riskli hale gelen besinlerdir. Buzdolabında raflar arası sıcaklık farkı vardır. Buzluğa en yakın olan raf her zaman en soğuktur ve aşağı raflara doğru soğukluk derecesi azalır. O yüzden potansiyel risk grubundaki yiyecekleri yani bakteri üremesi olabilecek ürünleri her zaman için en üste koymamız gerekiyor ki mümkün olduğu kadar bakteri üremesini azaltalım.
Bakteri ürememesi için nasıl bir yerleştirme yapmak gerekir?
En üst kata et, balık, tavuk, ikinci rafa peynir, süt, yoğurt, daha aşağıya yemekleri, en alta da sebzeleri koymak gerekiyor. Sebzeler genellikle poşetleriyle konur. Oysa poşetten sebzeye sürekli plastik geçişi olur. O nedenle sebzeyi aldıktan sonra poşetinden boşaltıp buzdolabına yerleştirmemiz gerekiyor. Pişmiş ve pişmemiş etlerin temas etmemesi gerekiyor. Örneğin çiğ tavuk çok çabuk bakteri üretir. Ancak piştiğinde bakteriler ortadan kalkar. Çiğ tavuğu diğer besinlerle aynı yere koyduğumuzda bakterileri diğer besine bulaştırırız. Yumurtanın hem kendisi hem kabuğu çok ciddi bakteri taşır. Yumurtanın piştikten sonra kabuğu ile birlikte riski yoktur. Ama pişmeden risk taşır. Yumurtayı aldığımız kutunun içerisinde muhafaza etmeliyiz. Genelde buzdolabı raflarına konulur ama bu doğru değildir. Çünkü yanına konulmuş bir besin örneğin yarım limon varsa bakterilerin çapraz geçiş ile taşınmasına sebep oluruz. Yumurtaya dokunduktan, kırdıktan sonra da ellerimizi sabunlu su ile dezenfekte etmemiz gerekir.