Site İçi Arama


Keyfi Mola

Gün arası eğlence!

Anasayfa

Jun

13

hamile2

Normal doğum hakkında bilmeniz gerekenler

Bebeğinizin, doğum kanalınız yoluyla dünyaya gelmesine normal doğum denir. Normal vajinal doğumun üç evresi vardır.

1. Sancılarınızın başlamasından serviks (Rahim ağzı) açıklığının tam olmasına kadar süren ilk evre.

2. Bebeğinizin doğuşu ile tamamlanan ikinci girls.gif evre.

3. Plasentanın (Eş) çıkmasıyla tamamlanan üçüncü evre. Üçüncü evrenizden sonra ise, kanama ya da yırtıklarınızın kontrolü yapılarak, epizyotomi veya varsa yırtıklarınızın dikilmesi işlemi yapılır.

Sizin sabrınızı ve dayanıklılığınızı zorlayabilen, vajinal doğumdan çekinmenize yol açan uzun süreli ağrılarınız, doğumunuzun birinci evresinde gerçekleşir ve bir amaca yöneliktir. Bu evrede genellikle düzenli aralıklarla gelen her sancınız, rahminizin kasılmasına, rahim ağzınızın açılmasına ve bebeğinizin aşağı doğru itilmesine neden olur. Başka bir deyişle, gelen her sancınız, bebeğinizi size biraz daha yaklaştırır.


Normal vajinal doğumun üstünlükleri

Normal vajinal doğumun, hem sizin hem de bebeğiniz için sezaryenle doğuma göre üstünlükleri vardır. Vajinal doğumunuz sonrasında, birkaç saat içinde normal aktivitelerinizi yapabilir, çok kısa sürede bebeğinizi emzirmeye başlayabilirsiniz. Ayrıca normal doğum ile hamilelik öncenizdeki yaşamınıza dönmeniz çok daha kolay olur. Normal doğumunuz sonrası vücudunuzun eski şekline dönmesi, sezaryene oranla daha çabuktur. Doğumunuzu yapar yapmaz bebeğinizi kucaklayabilir ve emzirebilirsiniz. Ayrıca doğumunuz sırasında bebeğinizin dünyaya gelişine canlı canlı şahit olabilir ve o tarifsiz mutluluğu yaşayabilirsiniz hem de bebeğinizle çok daha çabuk özel bir bağ kurabilirsiniz.


Devamını okumak için tıklayınız

yaslanmak

Dünyaca ünlü dermatolog Nicholas Perricone, doğal yollardan 10 yaş genç göstermenin sırrını açıkladı: Spor, su, meyve, balık, tavuk ve ıspanak.

Başta Julia Roberts olmak üzere Cate Blanchett ve Sharon Stone gibi birçok ünlünün güzellik danışmanlığını yapan dermatolog Nicholas Perricone, genç kalmanın sırrını açıkladı. Yaşlanmayı geciktirmenin sırrını bulmak için yıllardır araştırma yapan Perricone, bunun sadece ve sadece doğal yollardan olacağını söyledi.


Devamını okumak için tıklayınız

saglikli_beslenme

Yeterli ve dengeli beslenme, vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alımasıdır.

Hangi besinleri, ne kadar tüketmeliyiz?

1.grup: Süt ve süt ürünleri (süt, yoğurt, ayran, peynir)
Bu grup besinlerin içindeki kalsiyum kemiklerin oluşumunu, kanın pıhtılaşmasını, anne karnındaki bebeğin kemiklerinin oluşumu ve çalışması için gereklidir.
Kemiklerde kalsiyum birikimi 30 yaşına kadar devam eder. 30 yaşından sonra ise yavaş yavaş kemikteki kalsiyum azalır. Menopozla azalma hızlanır. Çocukluk ve gençlikte kemikteki kalsiyum birikimi en üst düzeyde olursa, yaşlılıkta kemik erimesi daha az olur.

-Her gün 3 su bardağı kadar süt ya da yoğurt ve 1 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir tüketilmelidir.

2.grup: Et ve ürünleri (et, tavuk, balık), kuru baklagiller (nohut, kuru fasulye vb.), yumurta
Bu grup besinlerdeki protein, vücudun canlılığını ve vücudun dışarıdan gelen mikroplara karşı savunmasını sağlar.

-Et, tavuk, balık grubundan birini her gün 3 köfte parçası büyüklüğünde,
– Kurubaklagiller gününde 1 porsiyon (1 tabak ve tabakta 4-5 yemek kaşığı olacak),
-Yumurta günde 1 adet tüketilmelidir.


Devamını okumak için tıklayınız

panik

Panik atak, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanır.

– Hastaların çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetler yani panik atak birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkar. Çoğu zaman 10-30 dakika, seyrek olarakta 1 saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.

Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

Göğüs ağrısı yada göğüste sıkışma
Çarpıntı, kalbin kuvvetli yada hızlı vurması
Terleme
Nefes darlığı yada boğulur gibi olma
Soluğun kesilmesi
Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek yada bayılacak gibi olma
Uyuşma yada karıncalanmaÜşüme, ürperme yada ateş basması
Bulantı yada karın ağrısı
Titreme yada sarsılma
Kendini yada çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
Kontrolünü kaybetme yada çıldırma korkusu
Ölüm korkusu Bir panik atağında bu belirtilerden en az 4 yada daha fazlası bulunur.
Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise kısıtlı panik atağı adı verilir.

Panik Bozukluğu Nedir?

Panik bozukluğu, tekrarlayan, beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma. Panik ataklarının “kalp krizi geçirip ölme” , “kontrolünü yitirip çıldırma” yada “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma yada ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem alarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi ) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır.

Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur?

İlk atak başlıyor: Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi ‘kalp krizi ’ geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu’ ya da ‘felç olma’ korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye’ yada ‘çıldırmaya başladığını’ düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok’ ya da ‘stresten olmuş ’ derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir.
Ataklar tekrarlıyor: Bir süre sonra panik atakları tekrarlar. Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz. Hasta, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez.
Beklenti anksiyetesi gelişiyor: Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir.


Devamını okumak için tıklayınız

yalanci

Bir kişinin size yalan söylediğini anlayabilir misiniz? Yalan söyleyen kişi ne tür davranışlarda bulunur?

Yalan söyleyen kişi göz temasında bulunmamaya çalışır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar.
Yalan söyleyen ya da bir gerçeği saklayan kişi, ellerini ve kollarını daha az kullanır.
Soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyor veya avuçları aşağı dönüktür.
Ellerini yüzüne ya da boynuna doğru götürüyor olabilir. Bunun haricinde bedeniyle pek temas kurmaz.
Verdigi cevap nedeniyle içinin rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz kaçamak bir şekilde omzunu silker.


Devamını okumak için tıklayınız