Keyfi Mola
Gün arası eğlence!Anasayfa
Jun
16
Evet farkında bile değilsiniz ama bu 3 şarlatan mutluluğunuzu kilitlemiş vaziyette. Yani hayatınızın büyük bir kısmını bu 3 şarlatanla yaşıyorsunuz ama haberiniz bile yok. İşte üç şarlatan: “Ama ben haklıyım.” “Bakın şu halime.” “Ama ben böyleyim” demek. Hepsini teker teker çözeceğiz burda. Hayatınızın neresinde uzun süredir devam eden şikayetleriniz varsa, orda bu üç şarlatandan biri sizi çok güzel kandırıyor ve sizin haberiniz yok. Ama bu gün olacak ve inanamıyacaksınız bu şarlatanlar sizi nasıl kandırıyorlar.
Niye şarlatan diyorum bunlara? Çünkü on planda yaşayıp sizi çok rahatsız ediyormuş gibi görünüyorlar ama arka planda size uyuşturucu oluyorlar, problemlerinizi çözüyorlar. Yani bu kötü durumları hayatınızda istemiyorsunuz ama şarlatanlar onları hayatınızda tutuyor. Şunlara teker teker bir bakalım.
Ama ben haklıyım!!!
En büyük şarlatan. Niye? İnsan oğlu haklı olmayı, sevgiye, mutluluğa, başka insanlarla yakınlığa, hayatta olabilecek her türlü güzelliğe tercih ediyor. Yani etrafta “ben haklıyım” diye gezmeyi ve öyle yaşayıp öyle ölmeyi, bir ilişkiyi düzeltmeye, bir olasalığı gerçekleştirmeye tercih ediyor. Komik değilmi? Bu şarlatanın insana verdiği tek şey “ben haklıyım” dedirtmek ve insanı bu kilidin altında tutmak ve ölene kadar olabilecek güzelliği, mutluluğu önlemek.
Jun
13
Emzirme vakti geldi, nasıl emzirmelisiniz?
Doğumdan sonraki ilk bir saat içinde bebeğinizi emzirmeniz çok önemlidir.Bunu yaparken de emzirme danışmanından yardım isteyin. Normal doğum veya sezaryen yapmış olmanız emzirmenizi etkilememektedir. Seçtiğiniz hastanenin emzirme danışmanının olması ve “rooming-in” uygulaması yani bebeğiniz ile aynı odada kalmanızı sağlaması size anne sütü ve emzirme açısından büyük avantaj sağlayacaktır. bebek odası kavramı günler geçtikçe ve anne sütünün önemi algılandıkça geçerliliğini kaybetmektedir; zaten siz bebeğiniz ile birlikte olabileceğiniz her saniyeyi zevkle geçirmeyecekmisiniz? Bebeğinizi emzirirken ona doğanın sunduğu en iyi besini veriyorsunuz. Bu nedenle, ilk günlerde bazı zorluklar yaşarsanız gayretinizi eksiltmeyin. Sonuçta emzirebilmek ve yaşamın ilk 6 ayı boyunca saf anne sütü verebilmek sizin bunu yapma arzu ve inancınıza bağlıdır. “Ben bunu yapacağım” dediğinizde işin %90’ı çözülüyor. Ümidinizde azalma olursa herzaman kendinize şu soruyu sorun “50 sene önce mama varmıydı?” “Binlerce yıldır insan nesli nasıl devamını sağladı?” Bu yeni beceriyi bebeğinizle birlikte sizde öğreneceksiniz. Önceleri nasıl emeceğini bilmiyor ve uzun süre emmeye uğraşıyorsa üzülmeyin, biraz sabırlı olun yeter. İlk haftaları atlattıktan sonra, bebeğinizi aylar boyunca başarı ile besleyecek bir yöntemin kendiliğinden geliştiğini göreceksiniz.
Jun
13
Televizyonda herşey öyle basit görünür ki! Sabah saatlerinde hamile kadın uyanır,elini karnının üzerine koyar, uyuyan kocasını sakince uyandırır ve “vakit geldi tatlım”der. Merak ederiz, bu kadın vaktin geldiğini nereden bilmiştir? Daha önce hiç doğurmadığı halde doğumun başladığını nasıl böyle sukunet ve güvenle anlayabilir? Aslında gerçek hayatta tam bir belirsizlikle uyanırız. Bunlar gerçek doğum sancıları mıdır, yoksa yine yalancı Braxton Hicks kasılmaları mı? Kocamı uyandırmalı mıyım? Gecenin yarısında doktoru arayıp yalancı doğum olabilecek bu durumu bildirmeli miyim? Ya hastaneye gitmekte geç kalırsam? Kafanızdaki sorular ağrı ve kasılmalardan daha hızlı çoğalır. Gerçek şu ki doğumun başladığını anlamamaktan endişelenen kadınların çoğu sonuçta bunu anlarlar. İçgüdü, şans yada kuşkuya yer bırakmayacak kadar şiddetli kasılmalar sayesinde büyük çoğunluk hastaneye ne erken nede geç tam zamanında gider. Yinede bu işi şansa bırakmanıza gerek yok. Önceden doğum öncesi belirtileri, yalancı ve gerçek doğum belirtilerini öğrenmeniz şaşkınlığınızı ve endişelerinizi giderecektir. Doğumu tam olarak neyin tetiklediğini kimse bilmiyor. Vücudun ürettiği bir grup doğal maddenin (prostaglandinler) bu süreçte çok önemli olduğuna inanılıyor. Hamilelik sırasında rahim tarafından üretilen prostaglandinlerin normal doğum sırasında iyice arttığı biliniyor. Bu maddeler rahimde ki kasları harekete geçiriyorlar ve hipofiz bezinden Oksitosin salınmasını tetikliyorlar.Her ikisi de doğumun başlamasında önemli etmenler. Aspirin gibi prostaglandin etkisini engelleyen ilaçlar doğumu geciktirebilirler. Büyük olasılıkla doğumu başlatan bebek, plasenta ve annenin bir ortaklığıdır.
DOĞUM HABERCİLERİ
Doğum öncesi bedensel değişiklikler bir saat öncesinde ortaya çıkabildiği gibi bir ay öncedende çıkabilir. Doğum öncesinin özelliği olan rahim ağzında incelme ve genişleme olmasıdır ancak bunu yalnız doktorunuz farkedebilir. Sizin farkedebileceğiniz çeşitli değişikliklerde vardır.
İnme ve yerleşme: İlk kez anne olacak kadınlarda genellikle doğum başlamadan önceki iki ila dört hafta içinde bebek leğen kemiğine inmeye başlar. Ama sonraki doğumlarda bu belirti farkedilmeyebilir. Leğen kemiği bölgesi ve makatta artan basınç hissi: Bebeğin aşağı inmesi ile binen yük bu etkyi oluşturur.
Kilo kaybı veya kilo alımının durması: Dokuzuncu ayda kilo alımı genelde yavaşlar, hatta doğum yaklaştıkça bazı kadınlar bir iki kilo zayıflarlar.
Enerji düzeyinde değişiklik: Dokuzuncu aydaki kadınlar kendilerini gitgide daha yorgun hissederler. Bazıları ise tam tersi enerji fazlalığı yaşarlar.
Sümüksü tıkacın kaybolması: Rahim ağzı incelmeye ve açılmaya başladıkça rahim çıkışını tıkayan sümüksü tıkaç yerinden oynar. Bu madde ilk gerçek kasılmalardan bir veya iki hafta önce yada doğum başlar başlamaz vajinadan atılır.
Bebek için gerekenler :
Bebeğinizin içinde uyuyabileceği bebek beşiği
Yatak takımları
Yumuşak bir battaniye
Bebek arabası veya ana kucağı
Varsa arabanız için bebek oturağı
Bebeğin yıkanması için küvet
Bebeğin banyosu için havlu, özel sabun ve şampuan
Altını değiştirirken sereceğiniz kalınca örtü yada ince bir minder
Bebek bezleri ve altını temizlemek için kremli mendiller, pudra
Bebeği biberonla beslayecekseniz şişe, emzik gibi malzemeler
Bebeğiniz için gerekengiysiler: 6-8 adet geniş yakalı fanila, 8 tulum, en az 2 hırka, 2 pijama, 3-4 çift yumuşak çorap, bebek başlığı yada şapka, bebek eldiveni, hava soğuk ise yünlü dış giysi
Bebeğinize masaj yapmak için bebek yağları, temizleyici mendil, nemlendirici ve pudra
Jun
13
Hangi durumlarda sezeryan ile doğum kararı verilir?
Sezeryan ile doğum kararı gebelik muayeneleri esnasında verilebileceği gibi, doğumu induksiyon (suni sancı) ile başlatma girişimi başarısız olduğunda, ya da doğum eylemi başladıktan sonra birinci ya da ikinci evrede verilebilir. Sezeryan kararı en sık doğum eylemi başladıktan sonra doğumun ilerlememesi ve fetal distres geliştiği durumlarda verilmektedir.
Şu unutulmamalıdır: Bebeğin vücudu çıkana kadar herhangi bir dönemde normal doğumdan vazgeçilerek bebeğin sezeryan ile doğması kararı verilebilir!
Gebelik muayeneleri esnasında sezeryan kararı verilmesi : Doğumu sezeryanla gerçekleştirme kararı henüz doğum eylemi başlamadan önce, antenatal incelemelerin herhangi birinde verilebilir. Elektif (acil olmayan) sezeryan adını alan ve randevu verilerek gerçekleştirilen bu uygulama aşağıdaki durumlarda tercih edilir.
Placenta Previa Plasentanın serviksi tümüyle ya da kısmen kapatmasıdır. Kısmi kapatma durumlarında doğum eylemi esnasında serviks açılırken aşırı kanama olabileceğinden, tümüyle kapatma durumunda ise bebek hiçbir şekilde kanala giremeyeceğinden doğum mutlaka sezeryanla gerçekleştirilir. Tanı 36. gebelik haftasından sonra yapılan ultrason incelemesiyle konur. Bazı gebelerde gebeliğin erken dönemlerinde yapılan ultrasonlarda plasentanın servikse yakın yerleştiği, bazen de serviksi tümüyle kapattığı gözlenebilir. Bu dönemlerde sezeryan kararının hemen verilmesi doğru değildir, zira gebeliğin sonlarına doğru (36. gebelik haftasına kadar) plasenta uterusun büyümesiyle yukarı çıkarak normal yerleşimine ulaşabilir.
Bebeğin “ters” ya da “yan” durması Fetuslar gebeliğin erken dönemlerinde sıklıkla yan ya da makat pozisyonunda (baş yukarıda) dururlar ve pozisyonlarını sık sık değiştirirler. Belli bir gebelik haftasından sonra, özellikle de 36. gebelik haftasından sonra bebek yeri daraldığından pozisyonunu değiştirmesi zorlaşır. 36. gebelik haftasından sonra bebeğin uterus içinde enlemesine durması sezaryan için mutlak bir neden teşkil eder. Makat ile gelen fetusların dikkatli bir inceleme sonrasında vajinal doğumuna izin verilebilir. Ancak önde gelen kısım (yani doğum kanalına ilk giren kısım) ayak ise doğum mutlaka sezeryan ile gerçekleştirilir. İlk doğumunu yapacak anne adaylarında makat gelişi ile doğum mümkün olmakla beraber bebeğin doğumu esnasında oluşabilecek muhtemel riskler yüzünden sezeryan ile doğum sıklıkla uygulanmaktadır.
İribebek Doğumu yakın olan bir bebeğin ultrason ve klinik incelemelerle 4500 gramdan daha ağır olduğunun saptanması durumunda sezeryan ile doğum tercih edilir. Ortalama bir boyda ve kiloda olan bir anne adayında iri bebekte doğum eyleminin birinci ya da ikinci evresinde anne adayı ya da bebekte istenmeyen bazı durumlar oluşabilir. Bunlar arasında en sık görülenler doğumun ilerlememesi ve ikinci evrenin sonunda omuz takılmasıdır. Bu risklerin gerçekleşmesini önlemek için sezeryanla doğum tercih edilebilir.
Pelvis Darlığı (çatı darlığı) Bu duruma genellikle anne adayının çocukluk çağında geçirdiği ve kemik pelvis yapısını bozan hastalıklarda rastlanır. Şüpheli durumlarda antenatal dönemde yapılan dikkatli bir pelvik muayene ile tanı koyulur. Pelvis yapısı uterus içindeki bebeği doğurmaya uygun değilse sezeryan ile doğum kararı verilir.
Herpes Simpleks Enfeksiyonu Herpes simpleks virüsü (HSV) enfeksiyonunun bulaştırıcılığının devam ettiği dönemde anneden bebeğe doğum esnasında virüs bulaşma riski vardır. HSV bebekte ciddi santral sinir sistemi enfeksiyonuna neden olabileceğinden doğum sezeryan ile gerçekleştirilir. Ancak bazen sezeryan bile bulaşmayı engelleyemeyebilir.
Daha önce sezeryan ile doğum yapmış olanlar neden tekrar sezeryan ile doğum yaparlar?
Sezeryan esnasında uterusa bir kesi yapılır. Bu kesi bebek çıkarıldıktan sonra usulüne uygun bir şekilde dikilerek kapatılır. Ne kadar iyi kapatılırsa ve ne kadar mükemmel iyileşirse iyileşsin kesi bölgesinde uterus kasının bütünlüğü bozulmuştur. Daha sonraki gebeliklerde uterus ve bebek tekrar büyümeye başladığında bu eski kesi yerinde bir gerginlik oluşur. Bu gerginlik kesi bölgesinin kendi kendine açılmasıyla (”dehisans”) ya da bölgede yırtık oluşmasıyla (”uterus rüptürü”) sonuçlanabilir. Böyle bir durum kanamaya yol açarak ve plasentanın işlevlerini bozarak anne adayı ve bebek için ciddi bir tehlike oluşturabilir.
Sezaryan ile doğum yapmış olanlarda şimdiki gebelikte vajinal yoldan doğum yapma şansı varmıdır?
Önceki doğumunu sezaryanla yapmış olanlarda şimdiki doğumun da sezaryanla gerçekleştirilmesi uygundur, ancak şart değildir. Özel koşullar yerine getirildiğinde önceden sezaryanla doğum yapmış bir anne adayı normal doğum yapabilir (Bu özel koşullar arasında en önemlisi doğum eylemi esnasında acil olarak ameliyata alınmaya uygun şartların varlığıdır). İstisna oluşturabilecek tek durum önceki sezaryan operasyonunda klasik insizyon kullanılmış olmasıdır. Bu durumda sonraki doğumların hepsinin sezaryanla gerçekleştirilmesi çok daha uygundur. Sezaryanla doğum yapmış annelerin ameliyatlarının ne şekilde yapıldığını bilmeleri ve taburcu olurken bu konuda bir belge almaları daha sonra vajinal yolla doğum yapmak isteyebileceklerinden önemlidir.
Doğum kanalını tıkayan myomlar ya da kanalda yer alan diğer kitleler , nadiren de perinede yer alan HPV enfeksiyonuna bağlı büyük kondilom lezyonları bebeğin kanaldan geçişine ve doğumuna engel teşkil edebilir.